Tavşan Dağa Küstü
- clsrhsnbooks
- 6 May 2024
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 18 May 2024

Kahraman, bu yıl bir fedakarlık yapmak istemiş ve yavaş yavaş da olsa önceki halinden vazgeçmeye karar vermişti. Daha bir atılgan, daha bir yoğun ve daha neşeli vakit geçirmek konusunda kendini ikna etmişti.
Üniversite öğrencisi olan Kahraman için bu çok da zor bir olay gibi gözükmüyordu. Önüne gelen fırsatları eski haliyle başından savıyordu. Buna elbette canı sıkılıyordu, değişmesi gerektiğin her defasında tekrar tekrar gündemine getiriyordu. Cesaret konusunda yazarımız kadar başı belada olan Kahraman’ın, en ufak olayda bile tüm senaryoları kafasında kuruyor olması da onu ilginç kılan bir özellliğiydi. Belki de bu sebepten olacak aklındaki davranışını sergilemekten kaçınıyordu. Olumsuz bir eylem olması, planlarının ve senaryolarının dışına çıkma ihtimali barındırıyordu.
Bugün yataktan kalkıp lavaboda elini yüzünü yıkadıktan sonra aynaya baktığında gerçekten de bugünün farklı olacağını düşünüyordu. Kahvaltısını yaptı, üzerini değiştirip çıktı. Cumartesiden kalma bir mutluluk vardı yüzünde. Pantolonunu cebinde de o cumartesinin sıcaklığı vardı. Öyle olmasa otobüsü eli, cebinde; gülümsemesi, yüzünde beklemezdi. Beklerken otobüsü geldi ve dersine daha bir saate yakın zaman olmasına rağmen bugün erken gitmesinin bir nedeni vardı.
Yol boyunca ağaçlara, insanlara, arabalara, ilanlara, bilboardlara, evlere, demir ve beton yapılara baktı. Sonunda kampüs içinde bir durakta indi. Bölümüne uzak kalan bu durakta indikten sonra yürümeye başladı.
Bölümünün önünden geçerken belki cumartesinden kalma mutluluğunun ana sebebini görebilme ümidiyle etrafına bakınıyordu. Birkaç kişiyi ona benzetir gibi oldu; önce sevindi, sonra üzüldü ve nihayetinde bu duygu değişimine güldü. Bölümünün arka kapısından girdi, adımlarının ritmini değiştirmeden dersin olacağı sınıfa geçti. Birbiri ardına uzunca devam eden sıraların birinin ortasına geçip oturdu.
On on beş dakika içinde sınıf kalabalıklaştı. Sağında da solunda da iki kişilik yer kalmıştı ama aralıklıydı. Sıranın başına sevgili olduğu gayet açık bir çift geldi. Erkek olanı, Kahraman’a bir sıra kenara kayıp kayamayacağını sordu. Kahraman gayet ılımlı bir ifadeyle olur diyerek yana kaydığına yanında bir kız belirmişti. Daha önce orada olduğunun farkına bile varmamıştı. Kahraman oturduktan sonra dikkatini kızın önündeki küçük kağıt parçasındaki çift göz çekti. Özenle çizmişti ve devam ediyordu. Başını ona çevirdi ama rahatsız etmekten de çekinerek uzun süreli olmadı bu bakışı.
Kızın kıvırcık ve dolgun olan uzun saçları yüzünün görülmesini zorlaştırıyordu. Rahatsız etmemek adına ona uzun süreli bakmayan Kahraman için onun yüzünü görememek o an için çok da önemli bir sorun değildi, belki sorundu ama o kadar da önemli değildi.
Dersin asistan hocasının gelip derse başlaması üzerine kızla konuşma cesareti gösteremedi, aslında o denli bir cesaretle hayatının herhangi bir anında tanışmamıştı. Ancak yine de kayıtlara bu şekilde geçmesinin iyi olacağını niyetindeydi yazarımız.
Aklının muzip çalıştığı o saatlerde aklına ilk gelen şey, kızın çizdiği bir çift gözle ilgili yorumunu küçük bir kağıtla ona uzatmak olmuştu. Ancak kendi fikrini söyleyeceği için kızın durduk yere onu terslemesinden korktu ve çekindi. Bu yüzden hem gülümseten hem de tepki alabileceği bir ifade aradı ama kısa da olmalıydı.
Asistan hocanın tahtaya yazdığı ve sadece kendisinin ilgilendiği o derste isteksiz bir şekilde not almaya devam etti, Kahraman. Bir anda aklına bir şeyler geldi. Aklında birkaç köşeye çarptırarak cümlelerle oynamayı tercih etti. Art niyet oluşturacak herhangi bir kelime koymamaya çalıştı. Aklınca uygun cümleleri bulup yan yana koydu. Not aldığı kağıdın sağ alt kenarından biraz küçük bir parça yırtarak kızın ne yazdığını göremeyeceği şekilde bir çırpıda aklındakileri yazdı.
Kız, başını çizmekte olduğu kağıdından kaldırıp asistan hocanın tahtada yazdıklarına baktı. Pek iç açıcı bir durum olmadığını görmüş olacak ki özenle yapmakta olduğu bir çift göze geri döndü. Kahraman bu arada yapacakları için kendini iteklemeye çalışıyordu. Ne de olsa bir parça kağıdın daha önce bir erkek tarafından bir kadına verilmesi olayı tarihte görülmemişti! Tarihte değil elbette ama Kahraman’ın yaşantısında bu daha önce gerçekleşmemişti. Yapacağı bu şey, monoton hayatında önemli bir değişimdi. Eli titriyor ve terliyordu. Kalbi atış ritmini daha da sıklaştırmıştı. Değişmek için aynaya bakıp söz vermişti kendine. Bu küçük kağıtla başlangıç ne güzel olurdu!
Bu kızı geçen hafta başka bir sınıfta görmüş olabilir miydi? Biraz öyle bir şey anımsar gibi oldu ama yüzünü bile görmediği birinin saçlarından tanımak, onun ilgi alanına girmezdi. Bunları düşünürken biraz daha itekledi kendini. Yapabilirim dedi, kendine ait olmayan bir sesle.
Asistan hoca derse devam ediyor, Kahraman ise onun ne zaman bu küçük kağıt parçasını o kıza vereceğini düşünüyordu. Kız, kalemini oynatır vaziyette çizdiklerine bakıyor, tüm sınıf bu durumdan habersiz kendi alemlerinde takılıyordu. Kız başını kağıdından ayırmadan devam ederken Kahraman, bir cesaret atılıp kağıdı kızın önüne doğru titrek birkaç hamleyle bırakıverdi.
Kız, irkilerek hemen fark etti. İlk önce sadece Kahraman’ın duyacağı bir sesle güldü. Kahraman, duymamış gibi yaptı. Çünkü verdiği kağıda gülünmesi onda korkutucu bir ifadeye neden olmuştu. Kız, kağıdı içinden okumaya başladı: “Yalnızca göz çiziyor olamazsın/ Bence bir gülümseme de eklemelisin/ Hem somurtan bir bakışı kim ister?”
Kıza bakamıyordu, sanki dersle daha ilgili gibiydi ama biri sorsa dersteki olayın ne olduğunu bile bilmiyordu. Bu genellikle çekindiği durumlarda olayın yönünü değiştirmek için bakışlarını kaçırdığı anlardan biriydi. Kıza bakmıyor ama sezgisel olarak onu takip ediyordu., onun bir sonraki hamlesini bekliyordu. Bu zamana kadar Kahraman, böyle bir girişimde bulunmamıştı, eli ayağı titriyordu. Umuyordu ki ters bir tepki vermesin yoksa rezalet kaçınılmaz olurdu. Bir müddet sonra kız, Kahraman’ın verdiği kağıda bir şeyler yazmaya başladı. Kahraman endişelerini bastırmak adına ellerini göğüs hizasında iç içe geçirerek dersi dinleme çabasına girişti ama aklı kızın yazacaklarındaydı. Kız, kağıda yazmayı bitirdi ve Kahramanın sağına koydu. Kahraman bunu beklemekteydi, biraz yavaş davranarak okumaya başladı: “Çizerim de şimdi değil uzun sürüyo”
R’si düşen bu cümle Kahraman’ın da evriminin ilk cümlesiydi. Özenle yazdığı bu üç satırın altına bu gelişigüzel yazılan tek cümle onu rahatsız etmişti. Kağıdı önüne çekip devam etti: “En güzeli, en uzun süreni midir?”
Bu soru cümlesi çok farklı şekillerde algılanabilirdi. Yine de bozmadı, kızın affına sığındı ve kağıdı kızın önüne sürdü. Kız, okur okumaz devam etti: “Bilmem değişir.” O an kızın aklında bu sorunun cevabı hangi hikayesine denk geliyordu kimse bilemezdi.
Bu defa bir hayli cesaretlenen Kahraman, kağıdın arka yüzünü çevirip “peki, dersi anlamıyor oluşum normal midir?” diye yazıp kızın sırasına doğru uzattı. Sonuna da iki noktanın üst üste durduğu kapalı parantezinde sağ yanlarında olduğu o meşhur ifadeyi ekledi ki olan konuşmanın devam etmesini istedi. Adını yazmak ve tanışmak isterdi ama o kadar cesareti yoktu henüz.
Kız, bunu okuyunca bir anlık durdu ve dersin asistan hocasına baktı. Sonra kağıda dönüp yazmaya başladı: “Bana göre normal bize anlatmıyor gibi”. Kız bunu yazarken Kahraman, bu cümleyi en başından beri okuyordu. Çünkü kız, Kahraman’ın göreceği şekilde açık açık yazıyordu. Kahraman gülümsedi ancak dahasına cesaret edemedi. Öyle bir andı ki Cumartesi... O güne ihanet etmek istemedi. O günün hatırasına belki de ... İlerletmek istese de dahasına gidemedi. Vazgeçti, dersi dinleme çabasına girişti tekrardan. Ancak kızın dediği gibi asistan yalnızca kendine anlatıyordu. Bu durumu kendisi de anlamış olacak ki biraz sonra çıkmış sorulardan dört tanesini çözeceğini isteyenin de imza atıp çıkabileceğini söylemesiyle arkasını döndü. İmzasını atan birkaç kişilik bir grup, asistan hocanın arkasını dönmesiyle beraber çıktı. Bundan sonraki iki soru boyunca kız, tahtayı okumakta zorluk çekti. Bazı yerleri biraz önceki yazışlarından yüz bularak Kahraman’a sordu. Kahraman’da çivi yazısından bozma yazıları okumaktan muzdarip halde cevaplar veriyordu. Sonunda kız üçüncü sorunun sonunda, kalemlerini kalemliğini doldurup çantasına atarak kalkıp gitti. Tüm bu ana Kahraman yeterince şahitlik etmişti ama eylemin gerçekleşmesine mani olamamıştı. Zaten cesareti de son ibresinde yola devam etmekteydi. Kızın ince bir pardösüsü vardı. Merdivenden inerken onu üzerine giymeye çalışıyordu, onu görüyordu ama bir eylemde bulunmuyordu, düşünüyordu yalnızca. Kışa girerken bu sonbaharda havalar yeterince garipti. Şimdi arkasıdan gitse onu takip etmiş olurdu, bu onun değerlerine uygun bir davranış olmazdı.
Kızın kalkıp gittiği sırada yazıştıkları kağıt duruyordu. Arka sıradakilerin onu okumamasını istediği için hemen aldı. Ortadan ikiye katladı. Son soruyu defterine yazdı. Asistan sorular bitince sınıfa dönerek “anlamadığınız bir yer var mı?” diye sordu. Dersi anlamamıştı Kahraman ancak anlamadığı tek konu bu değildi. Biraz önceki olayla ilgili cevap veremediği bazı sorular vardı aklında.
Sınıfta da anlamayan birinin olduğuna dair hiçbir belirti yoktu. Herkes ya anlamıştı ya da bir an evvel dersten kaçmaya çalışıyordu. Dersin bittiğini söyleyen assitan hocanın arkasını dönmesiyle herkes birden ayaklanarak kapıdan çıkmaya çalıştı. Defterlerini ve çantasını apar topar toplayan Kahraman, bu hengameden bir an önce kurtulmak istercesine sınıftan çıkmaya çalıştı. Sonra önce kütüphaneye uğradı, daha sonrasında da bölümüne geri dönerek boş bir sınıfa girdi. Kalemini kağıdını çıkarıp derste yazıştığı ve katlayarak notlarının arasına koyduğu o kağıt parçasını eline alıp açtı. Bu o günün en mühim deliliydi. Kendi ismini saklamak istercesine başladı. Aklına ilk gelen ismi kullanmak uygun olacaktı: Kahraman. Çünkü insanın ilk yazdığı kahramanın adı hep bu olmuştu. Kulaklığını takıp bir müzik açtı telefonundan. Şöyle başladı:
“Kahraman, bu yıl bir fedakarlık yapmak istemiş ve yavaş yavaş da olsa önceki halinden vazgeçmeye karar vermişti. Daha bir atılgan, daha bir yoğun ve daha neşeli vakit geçirmek konusunda kendini ...”
Bu hikayeyi bir yazarımız bilecekti, bir de bir çift göz çizen o kız.
Yazılma : 16.10.17
Düzenleme : 26.11.17




Yorumlar